Bir kadının yaşam döngüsünde sil baştan, ha gayret, hadi bir kez dahalarla dolu hayatından güçlü ya da güçlü taklidi yaparak sonunda kaybetmemenin gururlu hayatından minik kesitler...
Merhaba sevgili arkadaşlar. Bugünkü yazımızda blogger arkadaşları ilgilendiren büyük bir takip etkinliğinden bahsetmek istiyorum. Büyük emekler vererek oluşturduğumuz bloglarımızın daha fazla kişiye ulaşmasını hepimiz istiyoruz. Blogger arkadaşlarımız tarafından başlatılan "Büyük Blog Takip Etkinliği" bu isteğimizin yerine gelebilmesi için son derece faydalı bir çalışma. Etkinliğin kuralları ise, oldukça basit. Buna göre: 1. Öncelikle aşağıda linklerini paylaştığımız blogları tek tek ziyaret ederek, onları takibe alıyoruz. Eğer blogda takip bölümü yoksa, bu durumda e mail yolu ile abone oluyoruz. 2. Sonrasında takibe aldığımız bloglardaki "Büyük Blog Takip Etkinliği" paylaşımının altına, bu etkinliğe katıldığınızı, takipte olduğunuzu belirten bir yorum ile birlikte kendi linkinizi bırakıyorsunuz. 3. Son olarak da kendi bloğunuzda "Büyük Blog Takip Etkinliği" başlığı altında, etkinliği anlatan bir yazı yazıyorsun...
Ayna, bir yol var gölgenin ardı sıra ormanlık içinde. Ne yağışlı bu taraf ne sıcak ama çiğ düşmüş gibi gümüş önündeki cama ve damla damla iniyor gözpınarlarımdan izdüşüme. Yüzüm daha otuzlarda ve parmaklarımın siniri çekilmiş erkenden kalem düşüyor denize bıraktığım gemilere yazmadan daha. Halbuki daha çok erken birinin açmasını umut etmek için denizde hayalleri yüzdürmek... ... Sanırım ki hep bu tekelcinin bana kocaman bir şişe vermesi buna sebep yoksa kadehimle eşlik ederdi Nihan Devecioğlu ve arkasından Sabahat Akkiraz, birbiri ardına gözlerimi kapattığımda bir esmerin dizinde televizyon seyreder bulurdum kendimi hiç oturamadığım şimdiki şömine karşısında. Masif masa elinden işçilik ve uzun kirpikler. Şu karşıdan geçen eğlence teknesi şimdi Sarıyer'de balıkçı sığınağı ( çaktırmayın halbuki ben uzatırdım bacaklarımı gözlerin önünde gözükmeden). Birkaç halat ve sırtımı yasladığım koca evrende bir metrelik beton duvar. Eskiden olsa el ele kol kola yürürken aşk ederdi birden fazla ...
Az evvel düşündüğümde bana gayet hüzünlü bir ateş bözeği sesi edasında geldi buraya yazmak. Sayısız sesin arasında sesimin kayboluşunu izledim sanki. Yalnızlık böyle birşey mi acaba ? Fazlasıyla elimin altında olan onlarca yüzlerce nesne ve rehbere sığmayan insanlardan kaçmaya çalışan bir tenhada saklanan ben... Uyuyor numarası daha kaç defa yapılabilir ya da kaç defa kaybolabilir bir insan bir gecede bir yatakta ? Ne zamandır aç olduğumu daha ne kadar saklayacağım kendimden ? Utanmazlık mı arsızlık mı yoksa yıllardır gözlerimi bile kaldırmamamın ardından gelen bu heyecan ? Kendime olan öfkem gün geçtikçe daha da saf hale geliyor... Nefesim kesilse çocuğumun dışında aklına gelecek kımsemın olmayışı aslında bir o kadar da huzur veriyor, hiç olmamışcasına. Bir ömür neden sürekli huzursuz ve güvensiz geçer ? Bu kadar mı muhtaç olunur ilgiye ve sevgiye? Belki de güzellik kavramlarımız değişmiştir ve olağan olan tüm güzel şeyler bizler için birer ağırlık ...
Yorumlar
Yorum Gönder