Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Takip

BİR TUR DAHA

Resim
 Ayna, bir yol var gölgenin ardı sıra ormanlık içinde. Ne yağışlı bu taraf ne sıcak ama çiğ düşmüş gibi gümüş önündeki cama ve damla damla iniyor gözpınarlarımdan izdüşüme. Yüzüm daha otuzlarda ve parmaklarımın siniri çekilmiş erkenden kalem düşüyor denize bıraktığım gemilere yazmadan daha. Halbuki daha çok erken birinin açmasını umut etmek için denizde hayalleri yüzdürmek... ... Sanırım ki hep bu tekelcinin bana kocaman bir şişe vermesi buna sebep yoksa kadehimle eşlik ederdi Nihan Devecioğlu ve arkasından Sabahat Akkiraz, birbiri ardına gözlerimi kapattığımda bir esmerin dizinde televizyon seyreder bulurdum kendimi hiç oturamadığım şimdiki şömine karşısında. Masif masa elinden işçilik ve uzun kirpikler. Şu karşıdan geçen eğlence teknesi şimdi Sarıyer'de balıkçı sığınağı ( çaktırmayın halbuki ben uzatırdım bacaklarımı gözlerin önünde gözükmeden). Birkaç halat ve sırtımı yasladığım koca evrende bir metrelik beton duvar. Eskiden olsa el ele kol kola yürürken aşk ederdi birden fazla

Hüznü düştü hüznün...

 Gece yarısı bilmem kaçıncı hayatın kaçıncı baharı, güzü ilki... Bataryası bitmek üzere olan bir tuş takımından uykudan evvel gözyaşından habersiz satırları. Bir akrebin ateş çemberinde kaldığında yanmamak ya da başka kimseden olmaması için sonunun iğnesini kendine batırdığı gerçeğini kendime yaptığımın farkına vardım, iki sene kadar evvel. Geç farkedişin dibine vurmuşum da günler haftalar aylar sonra perdeyi ilk gün ışığı diye çekmişim sanki. Beyhude gücün çabalamaların yoğunluğu ardında başarının sefasını bile süremeden minnet etmeden yaşamaya çalışılan bir hayatın burnun boka batmasın diye kuyruğu dik tutmanın yalnızlığın ceremesini çektiğim günlerden bir gün daha... O son iğneyi kendime batırmamı sorgulamadan geçirebileceğim bir günüm ve 

İĞNE BATIRIN

 Nefes al... Bazı zamanlar bir anın milyon kere yavaşlatılmış çekimini yaşadığımı düşünüyorum, hissediyorum demek daha doğru belki de. Böyle bir an olmuş; beynim o olaydan kurtulamamış, içinde hapsolmuş ve o kısır döngüyü tüm yaşamıma yaymış gibi. Kent Şarkıları - Hayat Devam Ediyor 🎙️ klibinin bilmem kaçıncı döngüsü gibi. Ya da; zaman bilinmeyen o kainat-I sırlardan birinde bilmem hangi evrenin kaçıncı katmanında kaçıncı zamna zıplamasını yaşıyormuşum gibi. Bir anda silkelenip "nasıldı?" sorusunu sorarken hatırlayamadığım kaç olay oldu diye zorluyorum bütün beyinsel fonksiyonlarımı. Sahi? O 5 dk ve ondan önceki 2 gün nerede? Nasıl yaşadım? Nerdeydim? Kiminleydim ya da daha endişelendiren ne yaptım? Korkuyorum... Bu kadar  beynimde tırnak izleri varken nasıl derinden derinden unutabiliyorum? Hatırlamadığımı söylediğim o berbat olayların üzerini hangi daksille silmeye çalıştım ki, damarımı damarlarımı klemplemiş hissediyorum? Nefes al... Sakin... Bi daha... Sakin, tamam... Ha