BUGÜNE BİR MİLAD EKLEDİM ZİHNİNDEM KANATLARIMDAN KOPARTILDIĞIMDA UÇACAĞIM... AYAKLARIM GECENİN DENİZE YANSIMASINDA KUMLARA KARIŞACAK GÜNDÜZLERİ TOPRAK DOLACAK ŞİMDİKİ OJELİ TIRNAKLARIMA... HAYALİNİ KURDUĞUM GRAMAFON YAVERLİK EDECEK AÇILMAMIŞ FİNCANIMA VE BEN ÇOCUKLUKTAN KALMA PARMAKLARIMDAN GÖLGELER... PAZARDA OTURUP ALEMİNYUM TERAZİLERDE OLSUN RIZKIM ALTI ÜSTÜ FIRINA ATACAĞIM BİR SOMON... YAĞMUR İZLEYESİM VAR KERPİÇ EVİMİN DENİZLİKLERİNDE...
Kayıtlar
Takip
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Rüzgar mi rüzgarlar mı? Kavramına dahi karar veremediğim süreçte yaprak gibi yaftasını yemeden ki kesinlikle öyle değil, savrulmaktan ziyade uçmak istiyorum kanatlarını teslim etmiş bir kuş gibi... atmaca sahin bülbül martı çok da fark etmiyor... yeri geldiğinde toplanabileyim yeter... Kimsenin anlamak istemediği ki zaten artık benim de anlatmaya gereksinim duymadığım ses tellerinime acıdığım duygu yikikliginda ben sadece anlaşılmaktadır ziyade bir sevgiye ihtiyaç duyuyorum... Bu kendime yaptığım en büyük hatalardan biri... Hayal ile hayat arasındaki tek farkın tl olmasından çok daha minik ama etkili bir duygu durum bozukluğu bu bence. Evet kesinlikle duygu durum bozukluğu... Aitlik kavramı hisler varoluslar ve karakterler bi sapaktan bi virajda geçiyor ve siz yola guveniyirsunuz... neticesi ? Söylemeye gerek yok sanırım... Eksik hatalarla hızlı hızlı yazılan 3 5 satır gibi düşünülse de aslında bir eskiz bu. .. unutmamak için. .. ilerleyen zamanlarda olur da bakarsam ahhh ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Bir evimin olmasını istedim... En çok da minik bahçesinde oğlumla beraber hasır sepetlere kokulu domatesler toplayıp sıcak ekmekle güneşi selamlayacağım bir sabah olsun istedim... Kocaman olmasına gerek yok ; bembeyaz bir evde rengarenk kilimler, kırkyamalar olsun istedim desen desen etnik etnik... Devasa boyutta bir televizyonu olsa da evimizin gaz lambasında hikayeler anlatalım istedim... Elimizde kocaman kupalar -ki oğlum kaymaklı sevmez, süt içelim battniyeler altında istedim... Çok şey istemedim be hayat ben senden... birinin kolunun altında olmak ne denli huzur verirdi... yükümü alsın nefesimi açsın... ama onda bile gönlümün dermanı yok... akşamları bizimle aynı havayı soluyan bir köpek, kahkahlarımızın geceye karıştığı bir yaşamımız olsun istedim... bedeli neydi ? Kanatları oyulan bir meleğin vücudundan akan kana kaç kefalet gerekli daha...
SÖZ VERDİM...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Birşeylere ara verince paslanıyormuş insan; mesela yemeğe ne kadar şu koyacağını unutuyor, ojeyi taşırıyor, seksek oynarken çizgiye basıyor, dinlerken anlamayı unutuyor, resım yaparken elleri titriyor, boya miktarsız kalıyor fırçada ya da yürürken ayağınızı burkuyorsunuz mesela... Hatta kelimeleri unutuyor bazen hatırlayamıyorsunuz yumurtanın yumurta olduğunu ya da o yayalara özel yürüme yolunun adını... Bir de hisleri unutuyor insan... Bir filmde duymuştum: "YOLU UZUN SÜRE AŞKA DÜŞMEMİŞ BİR ADAMA DENK GELİRSE YÜREĞİNİZ; ÇALKALAYIN, ZİRA DİBİNE ÇÖKMÜŞ OLABİLİR SEVEN YANLARI... diyordu... O an kulağımı kalp atışlarından kaldırıp sevdiğim adama baktığımda anladım layığıyla sevmediğimi... Utancımdan olsa gerek belki biraz da daha çok sevmeye söz verdim... ...
BI ÇIKSANA
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

" BI ÇIKSANA BİŞİ DENEYECEĞİM " DEMEK İSTEDİĞİM İNSANLAR VAR. KİMSENİN İHTİMALLERİ IÇIN O BİR ANLIK BILE YAŞAYABİLME İHTİMALİM OLAN MUTLULUKTAN VAZGEÇMEYECEĞİM. DOĞRU YAPMAK GİBİ BI KAYGIM YOK ARTIK *EN AZINDAN BAZI KONULARDA YANLIŞSA BANA GÖRE YANLIŞ OLSUN ZİRA SİZİN YANLIŞLARINIZ KENDİ HATALARINIZ BENİM DEĞİL✌✌✌
DİLENCİ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

... anlam veremiyorsun sonrasında. Gördüklerinin öznel olduğunu somut olanlarin gorduklerin olmadığını var diye sevindiklerinin hiç yaratılmamış oldugunu umut diye sabah firladigin pencereden firtina yaklaştığını yagmurun saklanmaktan çok öte olduğunu kanayan uzuvlarinin sadece kestiginde elin ya da düştüğünde dizin olmadigini anlıyorsun. Duyuyorsun mesela... Ruzgarin konuştuğunu *gel lerin git olduğunu beyninin sinyallerini duyuyorsun... Guldugunde karsindakilerin nefisleri ürpertiyor seni ve sen inadına kahkaha atıyorsun basini kaldırıyorsun ve cellat bıçağı bileyliyor... Heyhat!!! Ey hayat!Ey zehri misk cennet bahçem... Koynunun huzuru ateşten gömlek teninde ki ateş nefesi kesilen ben... Gözlerimi kapatıp gittiğini hatta durmadan kactigimi hayal ediyorum durdugum yerde adimlarimi sayarken... ben senden nasil giderim bedenim ruhumdan ayrıyken... Soylemis miydim bilmiyorum canin cennete! Ben köprü altinda 3 5 kuruş dilenci...